Ses-Söz-Renk Bütünlüğü: Bilge Alkor Bilge Alkor'un Schubert'in Kış Yolculuğu adlı lied dizisinden esinlene­rek yapmış olduğu resimler, resim-müzik bağlantısını daha değişik bir açı­dan izleyiciye sunuyor. Müziğin etkisi burada şimdiye kadar ele aldığımız sanatçıların çoğunda olduğu gibi müziğin biçimlendirme öğeleriyle, müziğin biçim diliyle doğrudan bağlantılı değil. Lied'i bir müzik biçimi olarak ele al­mamış, daha çok anlam açısından yaklaşmış sanatçı. Tonalite, tını renkleri, gürlük, ses yüksekliği vbg. yapı taşlarına resimlerde rastlamıyoruz. Sanatçı­yı etkileyen şiirler ve bunların müzikte yeniden ifadesini bulması olmuş. Lied'lerin sözleri Wilhelm Müller'in. Şiirlerin iletisi yâlnızlık, iletişim­sizlik, umutsuz aşk, hastalık, varoluşun anlamsızlığı, ölüm özlemi... Schu­bert (1827'de) hasta ve karamsar bir ruh hali içindeyken Müller'in Kış Yolculuğu adı altında topladığı şiirlerle karşılaşıyor. Onu çok etkileyen bu şiir­leri hemen besteliyor. Dizi 24 şiirden oluşuyor. Schubert ilk aşamada 12 şi­iri besteliyor, ölümünden bir yıl önce geri kalan 12 şiiri de besteleyerek di­ziyi tamamlıyor. Şiirler doğa betimlemeleriyle, simgelerle, metaforlarla yük­lü. Schubert, şiirlerde anlatılanları müziğe yansıtmıyor, başka deyişle tını ressamlığı yapmıyor bu lied'lerde. Dizinin bütününü göz önünde tutarak her bir şiiri yorumluyor ve onun iletisini tınılarla dile getiriyor. Bir düşünceyi, bir sözel ifadeyi müziğin biçimlendirme öğeleriyle tınılarda somutlaştırıyor. Böylece şiir ve müzik bütünleşiyor. Resimler birinci lied'le başlıyor: Gute Nacht "İyi Geceler" karlı bir kış ge­cesinde yola çıkış; sonuncu lied'le bitiyor Leiermann "Laternacı": dönüşü olmayan yolculuğun sonu. Sanatçı kimi lied'i seçmezken kimi lied için birkaç resim yapmış. Resimlere, ait oldukları şiirlerden dizeler yazmış. İzleyici, her zaman bitmiş sanat yapıtını görür. Resimlerin oluşum sürecini yapıtla kurduğu diyalog sırasında anlamaya çalışır. Kimi zaman resmin çıkış noktasına kadar geri gitmesi gerekir. Dizeler sanatçının alımlamasına ilişkin kimi ipuçları veriyor izleyiciye. Öncelikle söz ve müziği bir bütün olarak alımlamış olduğunu anlıyoruz sanatçının. Schubert'in müziği olmasaydı, hiç kuşkusuz sadece şiirler ona bu resimleri yaptıramazdı. (Ayrıca, bu dizeler lied'leri bil­meyen bir izleyiciye resimle daha kolay iletişim kurma olanağını da veriyor). Nazan İpşiroğlu Resimde Müziğin Etkisi Şair-Müzik Eşliğinden Resim Sanatına Şiir ve ses Alkor'un yeni sergi­sindeki resimleri, Schu­bert'in müzigiyle yo­rumlanan bir gezi izleniminin görsel notları olarak algılanabilir. Böylece şiirden müzi­ğe ve oradan resme uza­nan ve birbirinden fark­lı sanatçıların elinde dokunduğu için, her aşamada yeniden bo­yutlanmış olan bir ol­gu karşısındayız. Elle, müdahale, desen ve ko­laj gibi degişik elemanların, kullanıldıgı yer­lerde, bu boyutlanma­nın yapısallığına uyum­lu bir yolun seçilmiş ol­ması, Bilge Alkor'un kompozisyonlarını, bir başka anlam odağına daha yerleştiriyor: Şiir ve ses arasında daha önce kurulmuş olan diyalog, iki farklı sanat dalına gönderme yapmayı zorunlu kılan çoğul nitelikli bir "ifa­de" biçimi. Söz konu­su ifade, böylece hare­ket noktası olan ger­çeklik olgusunun, `sal­tık bir bakış açısıyla yorumlanamayacağına ilişkin kuralı bir kez da­ha gündeme getirmiş oluyor. "Kış Yolculuğu", bir­çok yönden irdelenme­si gereken başarılı bir sergi. Kaya Özsezgin Cumhuriyet Gazetesi